Danton’un Çaydanlığı
Kırılan bir çaydanlıktı biz öyle sandık Ya da bir yıldız uyanmış sonra uyanıvermiş Öyle şaşılası bişey ki şaşmadım bile Sen söyledin Türkçe yüzermiş Capon balıkları
Kırılan bir çaydanlıktı biz öyle sandık Ya da bir yıldız uyanmış sonra uyanıvermiş Öyle şaşılası bişey ki şaşmadım bile Sen söyledin Türkçe yüzermiş Capon balıkları
Yardın be cancağızım Yardın sonunda şu Beyoğlu trafiğini İlkyardım pamuklarıyla o ölümcül acelenden Korna çiçekleri açıyor şimdi yaralarının üzerinde Ölen yok sen gibi güzel Sınıfsal
Davacı zengin, davalı yoksulsa Zenginden yana işler yasa Davacı yoksul, davalı zenginse Davalıda kalır yine nizalı arsa Davacı da davalı da zenginse davada Özür diler
Kuzu gibi olun diyorlar Büyüyüp ortaya çıkınca Koyun gibi gütmek için sizi
Belkim bir kertenkeleydim piç edilmiş bir yağmurun serini bir güzelin çirkiniydim çirkinlerin en güzeli yeşil koşsa güneşlerin gölgesi ben en hızlı yeşiliydim kurbağa yarışlarında annemin
Memelerim koparıyor Yüzyıl süren bir yalnızlık dile gelmişçesine Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi! Ve ağrıya ağrıya tabi, ağraya ağraya ağbi.. Nakkaş Tepe de ancak bezmimize
Şu gökteki ay var ya Şu boktan şu yarım ay Bakarsan bakarsan bakarsan Bi tek sözüme bakıyor benim dolunay olmak için O bana bakıyor Ben
İkindiyin saat beşte Başgardiyan Rıza başta Karalar bastı koğuşa Ikindiyin saat beşte Seyre durduk tantanayı Tutuklayıp sardunyayı Attılar dipkapalıya İkindiyin saat beşte Yataklık etmiş zaar
Yakın gözlüğümü yitirdim Yitirince seni kadın- Doğumun ardından Çatladı kapı sanki Öyle uzak bir doğu ki her şey Görünmüyor burnumun ucundan Çiğnenecekmiş gibi geliyor hep