Baharla Ölüm Konuşmaları
Memelerim koparıyor Yüzyıl süren bir yalnızlık dile gelmişçesine Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi! Ve ağrıya ağrıya tabi, ağraya ağraya ağbi.. Nakkaş Tepe de ancak bezmimize
Memelerim koparıyor Yüzyıl süren bir yalnızlık dile gelmişçesine Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi! Ve ağrıya ağrıya tabi, ağraya ağraya ağbi.. Nakkaş Tepe de ancak bezmimize
Şu gökteki ay var ya Şu boktan şu yarım ay Bakarsan bakarsan bakarsan Bi tek sözüme bakıyor benim dolunay olmak için O bana bakıyor Ben
İkindiyin saat beşte Başgardiyan Rıza başta Karalar bastı koğuşa Ikindiyin saat beşte Seyre durduk tantanayı Tutuklayıp sardunyayı Attılar dipkapalıya İkindiyin saat beşte Yataklık etmiş zaar
Yakın gözlüğümü yitirdim Yitirince seni kadın- Doğumun ardından Çatladı kapı sanki Öyle uzak bir doğu ki her şey Görünmüyor burnumun ucundan Çiğnenecekmiş gibi geliyor hep

Bir fasulye çimleniyordu Çiseledikçe yağmur. Koştum vardım ki yanına Anlasın ne nimet olduğunu Sen git yerine! dedi Ayşa Kadın Böyle kibar erkeyin ayağ’na Ben kendi
Vadideki kurra zambak Kökü dünyada da olsa Mevtaya çiçek açacak… Kaçak ! Kaçak ! Kaçak ! Kaçak ! Sen ölürsen tavşanından ak Tavşanından kim kaçacak
Balkonun altına kapamışlar hint horozunu Önüne de bir kara tel çekmişler Dünya yüzü görmesin diye… Yine de herkesten önce ötüyor sabahları… Erken öten horozu… sözü
Epiydir görüşmüyoruz kendisiyle seksenlik merdivenini çıka çıka bitiremediği halde hala dinçmiş öyle diyorlar bunamamış da ama oldumbittim bunaktı zaten haa bi de şiirlerini gerdirmek için